Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Synonymes
Phrases
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Turc - Anglais
Cacher l'historique
Détails de l'historique
Effacer l'historique
Historique :
pistolet makarova
activación metabólica
heiteres temperament
paralel olan
Historique
Phrases
Sens de
"paralel olan"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
paralel olan
parallelwise
adj.
Sens de
"paralel olan"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 38 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
aynı anda hem dört kenarlı düşey bir prizmanın kenarlarına hem de yatay bir prizmaya paralel olan dilinimleri bulunan
diprismatic
adj.
2
General
paralel bağlı birden fazla kablosu olan (devre)
multiple
adj.
3
General
(kanat veter hattı) uçuş hattına paralel olan
feathered
adj.
Politics
4
Politics
karl marx'ın öğretilerine paralel olan veya bu öğretilerden türeyen (ekonomi veya siyaset kuramı)
marxist
adj.
Technical
5
Technical
kristalin yapısında uzun yatay eksene paralel olan kubbe
macrodome
n.
6
Technical
bir kristalde yüzü daha kısa yanal eksene paralel olan bir kubbe
brachydome
n.
7
Technical
kristalin daha kısa yatay eksene paralel olan yanı
brachypinakoid
n.
8
Technical
kristalin daha kısa yatay eksene paralel olan dört yüzü
brachyprism
n.
9
Technical
eşit uzaklıkta paralel çizgiler çizmeye yardımcı olan bir araç
section liner
n.
10
Technical
zemine paralel yarılımı olan
acrotomous
adj.
11
Technical
paralel girinti ve çıkıntıları olan
corrugated
adj.
12
Technical
ana klivaj düzlemlerinin doğrultusuna paralel olan
end on
adj.
Electric
13
Electric
birinci devreye çoklu şekilde veya paralel bağlanmış olan transformatör
multiple transformer
n.
Mechanic
14
Mechanic
iki adet paralel demir çenesi ve altta geniş açıklığı olan mengene
metalworking vise
n.
Construction
15
Construction
paralel olmayan kenarları daha uzun olmak üzere, biri çok kısa olan iki paralel kenarı bulunan dörtgen (bina şekli)
flatiron
n.
Aeronautic
16
Aeronautic
ramjet motorunun akış geçişinde iki paralel taraf olan uçak tahrik sistemi
two-dimensional ramjet engine
n.
Marine
17
Marine
yüklü su kesimi suyun yüzeyine paralel olan (gemi)
on-air
adj.
Anatomy
18
Anatomy
organın yüzeyine paralel olan
periclinal
adj.
Optics
19
Optics
ışını iki kat kıran bir ortamda yer alan ve düzlemsel ucaylanmış ışığın tüm bileşenlerinin aynı hızla yol aldığı doğrultuya paralel olan eksen
optical axis
n.
20
Optics
(cam) karşılıklı yüzeyleri tamamen düz ve paralel olan
plane-parallel
adj.
Math
21
Math
y eksenine paralel olan çizgi
ordinant
n.
Geometry
22
Geometry
(yamuk) paralel olmayan iki kenarı eşit uzunlukta olan
isosceles
adj.
Chemistry
23
Chemistry
yüzeyleri iki kristal eksenine paralel olan bir kristal formu
pinacoid
n.
24
Chemistry
yüzeyleri iki kristal eksenine paralel olan bir kristal formu
pinakoid
n.
25
Chemistry
eksene paralel düzlemleri olan kristal domu
orthodiagraph
n.
26
Chemistry
dikey eksenine paralel yüzleri olan prizma
orthoprism
n.
27
Chemistry
180 derece döndürüldüğünde bir parçası diğerine paralel olacak şekilde ikiz yapısı olan
hemitropal
adj.
Biology
28
Biology
ince paralel çizgileri olan
lineolate
adj.
29
Biology
ince paralel çizgileri olan
lineolated
adj.
Astronomy
30
Astronomy
dünya kutuplarını geçen büyük daireye paralel düzlemi olan bir halka
polar dial
n.
Botanic
31
Botanic
paralel kenarlara sahip uzunca bir şekli olan
oblong
adj.
Religious
32
Religious
incil'in musa kanunu'nu gölgede bırakarak inanç ve tövbe gerektiren yeni bir yasa sunduğu inancıyla paralel olan
neonomian
adj.
Geology
33
Geology
birbirine paralel kıvrım veya sırtları olan
plicate
adj.
Military
34
Military
(amfibi operasyonlarda) ordu birimlerinin birbiriyle olan paralel komuta-yanıt sistemi
parallel chains of command
n.
Sport
35
Sport
bilardo masasının bir ucuna paralel olan çizgi
balk line
n.
Photography
36
Photography
eğik fotoğrafta gerçek ufka paralel çizgi boyunca olan ölçek
x-scale
n.
Ornithology
37
Ornithology
bacak ana arteri siyatik sinirine paralel olan (kuş)
homoeomerous
adj.
Entomology
38
Entomology
kıvrımlı: paralel çizgili yüzeyi olan
plicate
adj.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of paralel olan
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy